30 Haziran 2011 Perşembe
İçi beyaz çıkan karpuzlar gibisin be sevdiceğim, büyük bir hevesle kestiğim. İlk ısırığın şeker gibi leziz insanın yedikçe yiyesi geliyor ama sonra sanki her şey bana karşıymış gibi tat vermek istemiyorsun bana. Olsun napalım ben çekirdeklerine rağmen çok seviyorum seni. Bal böceğim benim hani derler ya bazen bir saniye için bile canını verirsin diye, işte aynen öyle. Zaten ufukta görünen karanlık sadece. O da olsun bir kaç zamanlık da olsa bana hayatı İlhan İrem şarkıları gibi yaşattın ya o bana yeter.
28 Mayıs 2011 Cumartesi
Beyaz Sihir
Yurt dışında internasyonel bir öğrenci partisinde yerel içkileri tanıtırken sunumuma; size bir Türk sihri yapiyorum diye başlamıştım. O büyülü şeyin içine suyu kattığında gelen muhteşem beyazlık ve inanılmaz koku. Anasonun içinden gelen iyot kokusu.Gözümde şehrimi evimi canlandıran koku.
Bu büyü adamı şair de yapar aşık da eder hele bi de yanında Tanju Okan oldu mu. İçmesini de bileceksin ama yok şalgammış yok kırmızı etmiş yakışmaz bozar rakıyı. Rakı bozuldu mu sana vermez o güzel tadını. Kadın gibidir rakı kırmıcaksın huyuna gitceksin ki seni mutlu etsin. Sabi sübyanı yakıştırmaz yanına, yok kuzu pirzola yok havyar. Irkıcıdır rakı sevmez yabancı yemekleri.
Rakı sofrası demokratik ortamdır. Aşık olunur, sivil toplum örgütü kurulur. Korkak kediyi aslan yapar ama öyle böğürerek konuşursan ürker rakı.
Şarkı söyletir adama hatta ayağa kaldırır zeybek oynatır. Şükrettirir; dostlarına, muhabbete.
Kutlamadır, hüzündür ağlamaktır rakı; hatta hepsini aynı zaman dilimine sokturur.
Sözün özü; yasaklarla ayıramazsınız bizi bu sihirden. Eeee koskoca IV. Murat bile karşı koyamamış.
28 Şubat 2011 Pazartesi
Uzun bir süre sonra tekrar yazmak istedim bugün. Bir kaç haftadır yağmur var şehrimde, ki yağmurun ben de yarattığı etkileri açıklamak için yeni bir blog daha açmam gerekebilir.
Bir süredir hayatla, gelecekle, kişilerle kavgalarım var. Bir çok kez kendimden ama çoğunlukla çevreden nefret ettim desem yalan olmaz. Ama hep söylerim hayat hafif meşrep aslında ve her seferinde gösterip de vermiyor.
Şimdi nereden esiyor bunlar diye düşünmüyor değilim ama ne yalan söyleyeyim, hiç bir fikrim yok. Özledim belki ondandır. Hayatımdaki bütün kadınları özledim. Hayatıma çoktan girmiş olan, çıkmış olan hatta henüz girmemiş belki hiç de girmeyecek olanları. Hep içimde yaşayacaklar ve hep orada olacaklar. Bir çok insan gördüm, tanıdım ve hep şunu öğrendim; biz insanoğlu hafif meşrebiz. Ve ben asla alışamayacağım buna.
Bazen haykırmak istiyorum hemen gel diye niye biliyorum çünkü bana hissettirdiklerin paha biçilemez.Biliyor musun seni ne kadar çok aradım? Belki yanına bile yaklaşamadan göçüp gideceğiz buradan. Geriye sadece içi boşaltılmış yıllarımız, asla söyleyemeyeceklerimiz kalacak. Sana nasıl ulaşmam gerektiğini belki biliyorum, hemen baş ucumdasın.
Neyse bu kadar duygusallık yeter.. Hepinizi öpüyorum..
Not: Bu yazıyı hafif erotik olsun diye kırmızı yaptım. :)
Kaydol:
Yorumlar (Atom)